Japonya'daki felaketler sarmalı ve bilinmezlikler devam ediyor. Doğanın yıkıcı gücü nükleerin sınır tanımaz kötücüllüğü ile birleşti bir kez daha. Japonya'da oluştu bir kez nükleer yıkım.
Aynen Nazım Hikmet'in 1956 yılında yazdığı gibi yok oluş... Bir kez hatırlamak da fayda var.
JAPON BALIKCISI
Denizde bir bulutun öldürdüğü
Japon balıkçısı genç bir adamdı.
Dostlarımdan dinledim bu türküyü
Pasifik'te sapsarı bir akşamdı.
Balık tuttuk yiyen ölür.
Elimize değen ölür.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarından giren ölür.
Balık tuttuk yiyen ölür.
birden değil, ağır ağır,
etleri çürür, dağılır.
Balık tuttuk yiyen ölür.
Elimize değen ölür.
Tuzla güneşle yıkanan
bu vefalı, bu çalışkan
elimize değen ölür.
Birden değil, ağır ağır,
etleri çürür, dağılır.
Elimize değen ölür...
Badem gözlüm, beni unut.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarından giren ölür.
Üstümüzden geçti bulut.
Badem gözlüm beni unut.
Boynuma sarılma, gülüm,
benden sana geçer ölüm.
Badem gözlüm beni unut.
Bu gemi bir kara tabut.
Badem gözlüm beni unut.
Çürük yumurtadan çürük,
benden yapacağın çocuk.
Bu gemi bir kara tabut.
Bu deniz bir ölü deniz.
İnsanlar ey, nerdesiniz?
Nerdesiniz?
Nazım Hikmet RAN (1956)
No comments:
Post a Comment