AŞK
Bunca gün, ah, bunca gün
görmeyi seni böyle kırılgan, böyle yakın,
nasıl öderim, neyle öderim?
Uyandı kana susamış
İlkbaharı koruların,
Çıkıyor tilkiler inlerinden
Çiylerini içiyor yılanlar,
Ve ben gidiyorum seninle yapraklarda
çamlar ve sessizlik arasında,
sorarak kendime nasıl, ne zaman
ödeyeceğim diye şu bahtımı.
Bütün gördüklerim içinde
yalnız sensin hep görmek istediğim,
dokunduğum her şey içinde
senin tenindir hep dokunmak istediğim:
seviyorum senin portakal kahkahanı,
hoşlanıyorum uykudaki görüntünden.
Ne yapmalıyım, sevgilim, sevdiceğim,
bilmiyorum nasıl sever başkaları,
eskiden nasıl severlerdi,
yaşıyorum, bakarak, severek seni,
aşk tabiatımdır benim.
Her ikindi daha da hoşuma gidiyorsun.
Nerde o? Hep bunu soruyorum
kaybolduğunda gözlerin.
Ne kadar geç kaldı! Düşünüp inciniyorum,
yoksul, aptal, kasvetli duyuyorum kendimi
geliyorsun sen, bir esintisin
şeftali ağaçlarından uçan.
Bu yüzden seviyorum seni, bu yüzden değil,
o kadar neden var ki, o kadar az,
böyle olmalı aşk
kuşatan, genel,
üzgün, müthiş,
bayraklarla donanmış, yaslı,
yıldızlar gibi çiçek açan,
bir öpüş kadar ölçüsüz.
PABLO NERUDA / YÜREĞİM RÜZGARLARLA ÖZGÜR / ADAM YAYINLARI / sayfa: 63
Çeviri: Erdal Alova
(Özden İnal'a ve elelebizbize ailesine teşekkürler...)
~~~~~~
Living a life of my own...
...
*^"#+&*
Living a life of my own...
...
*^"#+&*
No comments:
Post a Comment